Selamlar!
Buldumcuk Tasarım’ın en bi ilk girişine hoşgeldiniz.
Ben kimim, neyim, bu blogu niye açtım, yavaştan yazayım,
çizeyim bari.
Tasarım yapan bir animasyoncu muyum, yoksa animasyon yapan
bir tasarımcı mıym? Tasarım zaten ne ola ki? Animasyon derken, otellerdeki
hoplayan zıplayanlar gibi mi? Bütün bunları açıklığa kavuşturacağım. Aslında
bir kısmını kavuşturmayacağım. Olsun.
Burda kendiniz için ne bulabilirsiniz?
Özenle tasarlanmış şapşal şeyler. ‘Hah, buldum!’ diyip kendinize mi hediye etseniz, sevgilinize mi,
annenize mi, kankanıza mı, ne yapacağınıızı şaşıracağınız ürünler. Hepsi bizim
tasarımımız, taze taze.
Instagram, twitter, facebook derken tam bir sosyal medya
patlaması. Selfi paylaşacağıma garanti veremem yalnız ;)
Takip edesiniz gelir belki diye şapşal dersler.
Vee tabii ki yolculuğumuzu belgeleyen blog girişleri! Yorumlar
yazarsınız hem (yazarsınız, değil mi?) Karşılıklı
kahve içiyormuşuz gibi, bir yandan da muhabbet ederiz. Kahve sevmiyorsanız
ıhlamur olur.
Yağmurlu bir Ekim günü, Ankara sokaklarında birlikte
yürürken iki arkadaşımın cesaretlendirmesiyle Buldumcuk’un tohumları atılmış oldu. Sonra İstanbul
sokaklarında devam etti maceramız. Sokaklar iyi galiba.
Sanırım hayallerimi gerçekleştirmenin zamanı gelmişti –
bayadır kafamda evirip çeviriyordum, tasarımlarımı nasıl paylaşsaam, nasıl
paylaşsam herkesle diye... Sanki yolda
da bana katılanlar olacak gibi, hatta oldu bile :)
Neler olacağını ben de tam bilemiyorum. Çıkalım mı yola
yavaştan?
Not: Blog tasarımına hızla el atmalı, böyle kalmaz bu ;)
Not2: Tüm tasarımlar bize ait olacak ya hani, bizi
desteklemek için çalmayın, çaldırmayın olur mu? Bu iş sayesinde yaşıyoruz
çünkü. Özgün olmak candır.